Türkisch - Englisch
Definition von çalgı im Türkisch Englisch wörterbuch
- instrument
Tom is playing a string instrument of some sort.
-Tom bir çeşit telli çalgı çalıyor.
Is the zither a hard instrument to learn?
-Zither, öğrenmek için zor bir çalgı mıdır?
- axe
- instrumental music
- musical instrument, instrument
- group of musicians
- place which has live musical entertainment
- music instrument; ax
- hornpipe
- gig
- musical instrument
- {i} ax
- music instrument
- çalgı aleti
- musical instrument
- çalgı takımı
- group of musicians
- çalgı çalmak
- to play music
- çalgı çağanak
- with music and merrymaking
- boru çalgı
- bugle
- kornet çalgı
- cornet
- sekiz telli çalgı
- (Muzik) octachord
- telli çalgı
- string instrument
- hint müziğine özgü vurmalı bir çalgı
- a percussion instrument unique to Indian music
- yaylı çalgı
- string
- çalgılar
- instruments
- akerdeona benzer bir çalgı
- concertina
- bakır nefesli çalgı
- euphonium
- bas sesli yaylı çalgı
- contrabass
- bas sesli üflemeli çalgı
- contrabassoon
- bas sesli üflemeli çalgı
- bass horn
- gayda türü bir çalgı
- dulcimer
- kanun türünden bir çalgı
- cither
- kanuna benzer bir çalgı
- zither
- klavyeli ve telli bir çalgı
- cembalo
- madeni borulardan oluşan çalgı
- chime
- nefesli bir çalgı
- althorn
- nefesli çalgı
- wind instrument
- nefesli çalgı mus
- wind instrument
- obuaya benzer bir çalgı
- shawm
- tahta nefesli çalgı
- woodwind
The woodwind section in this orchestra isn't very good.
-Bu orkestrada tahta nefesli çalgı bölümü çok iyi değil.
The woodwinds need to play together.
-Tahta nefesli çalgıların birlikte çalması gerekiyor.
- tahta nefesli çalgı
- the wood
- telli çalgı
- stringed instrument
- tuşlu çalgı
- clavier
- vurmalı çalgı
- pulsatile instrument
- vurmalı çalgı çalan müzisyen
- percussionist
- üflemeli bir çalgı
- saxhorn
- üflemeli çalgı
- wind instrument
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von çalgı im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Bahçe süpürgesi
- Ahır süpürgesi
- Müzik aleti, enstrüman. Çalgı çalma, müzik: "Sokağın dibinde çalgı sesleri işiterek birkaç adım ilerledi."- P. Safa
- Çalgı çalma, müzik
- Müzik topluluğu
- Müzik aleti, enstrüman
- Uzun ince ağaç çubuklarından yapılmış, avlu, ahır veya harman yerinde süpürge yerine kullanılan alet
- Müzik topluluğu: "Çalgı, yerine geçmiş oturmuştu."- E. E. Talu
- Büyük süpürge
- enstrüman
- ÇALGI
- (Osmanlı Dönemi) Müzik âleti. Müzik, çalgı. İslâm âlimleri insanda maddi, hayvâni hisler ve hevesler uyandıran müziğin haram olduğunu bildirmişlerdir
- çalgı aleti
- Müzik yapmak için kullanılan araç, enstrüman
- çalgı orağı
- Tırpan
- çalgı çağanak
- Çalgı, neşe ve gürültü olduğu hâlde, çağanak
- nefesli çalgı
- bakınız: üflemeli çalgı
- üflemeli çalgı
- Üflenerek seslendirilen müzik aracı