I forgave the boy for stealing the money from the safe.
- Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım.
He will not steal my money; I have faith in him.
- O, benim paramı çalmaz, ona güvenim var.
I was going out, when the telephone rang.
- Telefon çaldığında, ben dışarı gidiyordum.
I was watching TV when the telephone rang.
- Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum.
The thieves tried to steal the woman's car, but they couldn't because they didn't know how to drive a manual.
- Hırsızlar kadının arabasını çalmak istedi fakat beceremediler çünkü düz vites kullanmasını bilmiyorlardı.
Thieves broke into the palace and stole the princess's diamonds.
- Hırsızlar saraya girdi ve prensesin elmaslarını çaldılar.
No sooner had the bell rung than the teacher came into the classroom.
- Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa geldi.
He came five minutes after the bell had rung.
- Zil çaldıktan beş dakika sonra geldi.
It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!.
- Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.
I am playing the guitar now.
- Şimdi gitar çalıyorum.
How well can you play guitar?
- Gitarı ne kadar iyi çalabiliyorsun?
He is guilty of stealing.
- O çalmaktan suçludur.
He was fired for stealing.
- O çaldığı için kovuldu.
My car was stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
- Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
I had my bicycle stolen last night.
- Dün gece bisikletimi çaldırdım.
My car was stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
The telephone was just ringing, wasn't it?
- Az önce telefon çalıyordu, değil mi?
Did you hear someone ring the doorbell?
- Birinin kapı zilini çaldığını duydun mu?
For whom do the bells toll?
- Çanlar kimin için çalıyor?
The bells of danger toll for them.
- Onlar için tehlike çanları ağır ağır çalmaktadır.
Sami shoplifted the latex gloves.
- Sami dükkandan lateks eldivenler çaldı.
Tom didn't start to study French until he was thirty.
- Tom otuzuna kadar Fransızca çalışmaya başlamadı.
Can you help me? I can't make out how to start this machine.
- Bana yardımcı olur musun? Bu makineyi nasıl çalıştıracağımı bilmiyorum.
The tooth fairy wants to steal your teeth.
- Diş perisi sizin dişlerinizi çalmak istiyor.