He will not steal my money; I have faith in him.
- O, benim paramı çalmaz, ona güvenim var.
I forgave the boy for stealing the money from the safe.
- Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım.
I was having my lunch, when the phone rang.
- Telefon çaldığında, öğle yemeğimi yiyordum.
I was going out, when the telephone rang.
- Telefon çaldığında, ben dışarı gidiyordum.
The thieves divvied up the stolen loot among themselves.
- Hırsızlar çalıntı yağmayı kendi aralarında böldü.
The thieves stole the giant gold coin without being noticed by security guards or activating the alarm system.
- Hırsızlar güvenlik görevlileri tarafından fark edilmeden veya alarm sistemini harekete geçirmeksizin kocaman altın madeni paraları çaldılar.
No sooner had the bell rung than the teacher came into the classroom.
- Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa geldi.
Tom came into the classroom three minutes after the bell had rung.
- Tom zil çaldıktan üç dakika sonra sınıfa girdi.
It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!.
- Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.
My hobby is playing the guitar.
- Gitar çalmak benim hobim.
How well can you play guitar?
- Gitarı ne kadar iyi çalabiliyorsun?
He was spotted stealing cookies.
- Kurabiyeleri çalarken belirlendi.
He is guilty of stealing.
- O çalmaktan suçludur.
I had my car stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
My car was stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
My car was stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
My wallet was stolen yesterday.
- Cüzdanım dün çalındı.
The phone is ringing. I'll get it.
- Telefon çalıyor. Ben bakarım.
Did you hear someone ring the doorbell?
- Birinin kapı zilini çaldığını duydun mu?
For whom do the bells toll?
- Çanlar kimin için çalıyor?
The bells of danger toll for them.
- Onlar için tehlike çanları ağır ağır çalmaktadır.
Sami shoplifted the latex gloves.
- Sami dükkandan lateks eldivenler çaldı.
Tom started the engine.
- Tom motoru çalıştırdı.
Can you help me? I can't make out how to start this machine.
- Bana yardımcı olur musun? Bu makineyi nasıl çalıştıracağımı bilmiyorum.
The tooth fairy wants to steal your teeth.
- Diş perisi sizin dişlerinizi çalmak istiyor.