She had an accident while working.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
While working, she had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
If she studied hard, she could pass the test.
- Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
If he studied hard, he could pass the exam.
- Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
The machine has stopped functioning.
- Makine çalışmayı durdurdu.
The machine stopped functioning.
- Makine çalışmayı kesti.
I tried to get in touch with the police.
- Polisle bağlantı kurmaya çalıştım.
Pamela must have been at home when I tried to get in touch with her, but she didn't answer the telephone.
- Onunla iletişim kurmaya çalıştığımda Pamela evde olmalıydı fakat telefona cevap vermedi.
They labored in the factories.
- Onlar fabrikalarda çalıştılar.
He works in the laboratory.
- O labaratuarda çalışır.
Child as he was, he worked hard to help his mother.
- O,çocukken,annesine yardım etmek için sıkı çalıştı.
They worked jointly on this project.
- Onlar bu projede beraber çalıştılar.
I'm studying English at home.
- Evde İngilizce çalışıyorum.
But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
- Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
We'll attempt to start the class soon.
- Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
Tom attempted to persuade Mary to go to church with him.
- Tom Mary'yi onunla birlikte kiliseye gitmek için ikna etmeye çalıştı.
Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
- Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
He had an accident while working.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
While working, she had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
The number of cars running in the city has increased.
- Şehirde çalışan arabaların sayısı arttı.
How many times does the bus run each day?
- Otobüs her gün kaç kez çalışır?
They labored day after day.
- Onlar üst üste her gün çalıştılar.
They labored in the factories.
- Onlar fabrikalarda çalıştılar.