çalı

listen to the pronunciation of çalı
Türkisch - Englisch
{i} bush

Tom was hiding behind a bush. - Tom bir çalının arkasında saklanıyordu.

The cat lay hidden in the bushes. - Kedi çalıların içinde gizlenmiş yatıyordu.

shrub

This shrub has to go. - Bu çalı gitmek zorunda.

I have a large shrub in my front lawn that needs to be trimmed. - Ön çimenimde düzeltilecek büyük bir çalı var.

bush, shrub, thicket
tod
briar
brier
thicket

Sami hid in a dense thicket. - Sami yoğun bir çalılık içinde saklandı.

brush

Before going to work in Paris, I have to brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.

Before going to study in Paris, I must brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

white sage
hedge

The hedge clippers and weed whacker are in the garage. - Çalı budama makası ve ot biçme makinesi garajdadır.

undergrowth
çalı fasulyesi
string bean
çalı bülbülü
white throat
çalı fasulyesi
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: baklagiller,bakliye fasilesi) [syn.: çalı fasulyesi, ayşekadın] green bean, string bean, wax bean
çalı fasulyesi
scarlet runner
çalı gibi
shrubby
çalı gibi
bushy
çalı gibi bushy
(hair, beard)
çalı kaplı
thicketed
çalı kaplı
bushy
çalı makası
hedge cutter
çalı süpürgesi
broom made from heath
çalı süpürgesi
besom
çalı süpürgesi
whisk
çalı süpürgesi besom, broom made
from heath
çalı türü
(Tabiat Doğa) de: Hecke hedge
çalı çit
hedgerow
çalı çırpı
brushwood

The young men of the neighborhood were collecting branches and brushwood under the oak trees. - Mahallenin gençleri meşe ağaçlarının altında dallar ve çalı çırpı topluyordu.

çalı çırpı
sticks and twigs
çalı çırpı
brushwood, faggot, fagot
çalı çırpı demeti
faggot
çalı çırpı demeti
fagot
dikenli yabani çalı
brier
çalılar
shrubs
küçük çalı kuşu
small Kinglet
dikenli çalı
brier
dikenli çalı
briar
dikenli çalı
thornbush
dikenli çalı
thorny plant
kara çalı
person who breaks up a friendship by carrying tales
kara çalı
black thorn
kemer çalı
(İnşaat) arched roof
minik noktalı çalı kriketi
(Hayvan Bilim, Zooloji) tiny speckled bush-cricket
minik çalı kriketi
(Hayvan Bilim, Zooloji) small bush-cricket
çalılar
{i} shrubbery
Türkisch - Türkisch
Kısa boylu, çok gövdeli, odunsu bitkiler
Dikenli ağaç
Dalları çok çatallı ve sapları odunsu bir bitki
Genellikle dipten dallanan, odunsu ve dikenli bir bitki
Genellikle Doğu Karadenizde çok ince odunlar için kullanılan bir terim
Böğürtlen, ahu dudu gibi ağaççıktan küçük, dalları çok çatallı ve sapları odunsu bitki
Böğürtlen, ahududu gibi ağaççıktan küçük, dalları çok çatallı ve sapları odunsu bitki: "Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez."- Atasözü
viça
çalı bülbülü
Serçegillerden, güzel öten, küçük bir kuş, ötleğen, bayır kuşu (Sylvia communis)
çalı dikeni
Karaçalı
çalı fasulyesi
Kılçıklı bir çeşit fasulye
çalı horozu
Tavukgillerden, eti beğenilen bir yaban kuşu (Tetraourogallus)
çalı kakıcı
Eşkıya bozuntusu
çalı kuşu
Serçegillerden, başı koyu kırmızı, gövdesine doğru rengi açılan, çalılık yerleri seven ötücü bir kuş (Troglodytes)
çalı kuşugiller
Çalı kuşu benzeri türleri içine alan kuşlar familyası
çalı süpürgesi
Kırmızı çiçekleri olan ve süpürge yapımında kullanılan bir bitki
çalı çırpı
Kolayca ateş yakmaya yarayan ince ve kuru ağaç dalı, kuru ot gibi şeyler
çalı
Favoriten