He was playing with a lighter.
- O, bir çakmakla oynuyordu.
The man lit a cigarette with a lighter.
- Adam bir çakmakla bir sigara yaktı.
The landscape was cold and sharp as flint.
- Peyzaj çakmak taşı kadar soğuk ve keskin.
I have a good mind to strike you for being so rude.
- Sana çakmak için iyi bir düşüncem var,zira çok kaba davrandın.