The efforts brought about no effect.
- Çabalar sonuç getirmedi.
Effort produces fine results.
- Çaba güzel sonuçlar üretir.
We're attempting to correct the problem.
- Sorunu düzeltmeye çabalıyoruz.
All our attempts were in vain.
- Tüm çabalarımız boşunaydı.
All his endeavors proved unsuccessful.
- Onun bütün çabaları başarısız oldu.
I endeavored to do my duty.
- Görevimi yapmak için çaba harcadım.
She exerted herself to pass the examination.
- O, sınavı geçmek için çok çabaladı.
Tom struggled to express how he felt.
- Tom nasıl hissettiğini ifade etmek için çabaladı.
She struggled to get up.
- O kalkmak için çabaladı.
The reason why you failed is you did not try hard enough.
- Başarısız olmanın nedeni yeterince sıkı çabalamamandır.
The country is trying hard to make up for her trade deficit.
- Ülke, dış ticaret açığını telafi etmek için çok çabalıyor.