The baby is called Tom.
- Bebek Tom olarak çağrılıyor.
I heard a young girl call for help.
- Ben bir genç kızın yardım çağrısı yaptığını duydum.
Let's try to make the call once more.
- Bir kez daha çağrı yapmaya çalışalım.
She heard someone calling for help.
- O, yardım çağrısı yapan birini duydu.
He heard someone calling for help.
- Birisinin yardım çağrısında bulunduğunu duydum.
Fadil received a court summons.
- Fadıl bir mahkeme çağrısı aldı.
A summons was issued.
- Bir çağrı yayınlandı.