This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life.
- Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.
We often hear it said that ours is essentially a tragic age.
- Biz genellikle, bizimkinin aslında trajik bir çağ olduğunun söylenildiğini duyuyoruz.
The revolution brought in a new era.
- Devrim yeni bir çağ getirdi.
This is the beginning of a new era.
- Bu yeni bir çağın başlangıcıdır.
I had a call from her for the first time in a long time.
- Uzun süredir ondan ilk kez bir çağrı aldım.
That castle was built in ancient times.
- O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
Salt was a rare and costly commodity in ancient times.
- Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı.
That castle was built in ancient times.
- O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
In this day and age, life without electricity is unimaginable.
- Bu çağda elektriksiz bir hayat düşünülemez.
He was regarded as the greatest writer of the day.
- Çağının en iyi yazarı olarak görülüyordu.
This machine is now out of date.
- Bu makine şimdi çağ dışıdır.
This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages.
- Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır.
The Great Depression was the golden age of gangsters.
- Büyük Bunalım, gangsterlerin altın çağındaydı.
The golden age is before us, not behind us.
- Altın çağ bizim önümüzde, arkamızda değil.