He took a walk before breakfast.
- O, kahvaltıdan önce bir yürüyüşe çıktı.
Tom sprang out of bed, threw on some clothes, ate breakfast and was out of the door within ten minutes.
- Tom, yataktan dışarı fırladı, bazı giysiler giyiverdi, kahvaltı yaptı ve on dakika içinde kapıdan çıktı.
Tom pointed to the fire escape.
- Tom yangın çıkışını işaret etti.
They wanted to escape on vacation.
- Tatile çıkmak istediler.
Emergency exits must be kept free of blockages for public safety.
- Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.
Everybody in the building headed for the exits at the same time.
- Binadaki herkes aynı anda çıkışa yöneldi.
The argument quickly got out of control.
- Tartışma hızla kontrolden çıktı.
Tom got out of the hospital.
- Tom hastaneden çıktı.
Tom exited the tunnel at 80 miles an hour.
- Tom saatte 80 mil hızla tünelden çıktı.
Dan exited the train station at seven thirty.
- Dan 7.30'da tren istasyonundan çıktı.
Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
- Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
Daddy, may I go out and play?
- Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?
The robber emerged from the darkness.
- Karanlıktan bir soyguncu ortaya çıktı.
Emergency exits must be kept free of blockages for public safety.
- Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.
By the time you get out of prison, she'll have been married.
- Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.
I couldn't get out of my garage because there was a car in the way.
- Yolda bir araba olduğu için garajımdan çıkamadım.
Jane is very content with her job and has no desire to quit it.
- Jane işinden çok memnun ve çıkma arzusu yok.
She advised him to take a long holiday, so he immediately quit work and took a trip around the world.
- O, ona uzun bir tatile çıkmasını tavsiye etti, bu yüzden o, derhal işi bıraktı ve dünya yolculuğuna çıktı.