çığır

listen to the pronunciation of çığır
Türkisch - Englisch
era
way
style (of an outstanding calligrapher)
path, way; epoch
rut, track; path
trend, movement
epoch

The fall of the Berlin Wall was really an epochal event. - Berlin Duvarı'nın yıkılışı gerçekten çığır açan bir olaydı.

cult
çığır açan
pioneer
çığır açan
epochal

The fall of the Berlin Wall was really an epochal event. - Berlin Duvarı'nın yıkılışı gerçekten çığır açan bir olaydı.

çığır açan
epoch making
çığır açan kimse
pathfinder
çığır açmak
to blaze a trail
çığır açmak
leave the beaten path
çığır açmak
break fresh ground
çığır açmak
to break new ground, to mark a new epoch
Türkisch - Türkisch
Hayvanların gide gele açtıkları ince yol, keçi yolu, patika. İz: "Sabanın sapına çalımlı çalımlı sarılarak kuvvetli demirin açtığı çığır üzerinde ağır adımlarla yürümekteydi."- N. Nâzım
Ayak izi ile karlı yerde açılan yol
Karda açılan davarın geçtiği yol
İz
Hayvanların gide gele açtıkları ince yol, keçi yolu, patika
Yeni bir biçim, yöntem veya yol: "Edebiyatımızda büyük bir çığırın ilk ve güçlü öncüsü olan bu hikâyeler..."- H. Taner
Çığın kar üzerinde açtığı iz
Su, kara içinde açılan yol, iz
Yeni bir biçim, yöntem veya yol
Büyük hattatların sanat yolu
ÇIĞIR
(Osmanlı Dönemi) Başkalarının da uyabileceği yeni bir tarz ve yol
ÇIĞIR
(Osmanlı Dönemi) t. Yeni açılan patika yolu
ÇIĞIR
(Osmanlı Dönemi) Ayak izi ile karlı yerde açılan yol
ÇIĞIR
(Osmanlı Dönemi) Çığın açtığı iz, yol.(... Hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede bir çığır açan, eğer kâinattaki kanun-u fıtrata muvafık hareket etmezse hayırlı işlerde ve terakkide muvaffak olamaz. Bütün hareketi şer ve tahrib hesabına geçer...L.)