Mary uyuşturucu kullanıyordu, bu yüzden polis onu tutukladı.
- Mary estaba consumiendo drogas, así que la policía la arrestó.
Akşam yemeği hazır, bu yüzden istediğimiz zaman yiyebiliriz.
- La cena está lista, así que podemos comer cuando queramos.
Niye bana böyle bakıyorsun?
- ¿Por qué me miras así?
Böyle bağırma.Seni çok iyi duyabiliyorum.
- No grites así. Puedo oírte perfectamente.
Akşam yemeği hazır, bu yüzden istediğimiz zaman yiyebiliriz.
- La cena está lista, así que podemos comer cuando queramos.
Az önce yemek yedim bu yüzden aç değilim.
- Acabo de comer, así que no tengo hambre.
Böylece, tüm parasını kaybetti.
- Así perdió él todo su dinero.
Böylece birçok farklı ülkeden yeni arkadaşlar bulacaksın.
- Así encontrarás amigos nuevos en muchos países distintos.
It seems that my son is now at a rebellious age and recklessly opposes us.
- Benim oğlum şimdi bir asi yaşta görünüyor ve pervasızca bize karşı çıkıyor.
Children have a tendency to become rebellious.
- Çocukların asi olma gibi bir eğilimleri var.
Seems we've got a rebel in our midst, eh?
- Eh, bizim aramızda bir asimiz var gibi görünüyor.
Tom is disobedient and rebellious.
- Tom itaatsiz ve asidir.
About thirty insurgents were killed.
- Yaklaşık otuz asi öldürüldü.
Tom is disobedient and rebellious.
- Tom itaatsiz ve asidir.
The father had trouble communicating with his wayward son.
- Baba, asi oğlu ile iletişim kurmakta sorun yaşamıştı.
Why are you so insubordinate to your boss?
- Niçin patronuna karşı çok asisin?