Tom showed up early so he could get a good seat.
- İyi bir yer alabilmek için Tom erken geldi.
Fewer workers meant fewer people with money to buy goods.
- Daha az sayıda işçi eşya satın alacak paralı daha az sayıda insan anlamına geliyordu.
I know this area pretty well.
- Bu alanı oldukça iyi biliyorum.
The area looked pretty clean.
- Alan oldukça temiz görünüyordu.
He landed a big trout.
- O büyük bir alabalık yakaladı.
This lake abounds in trout.
- Bu göl alabalık kaynıyor.
Situated on a hill, his house commands a fine view.
- Onun bir tepenin üzerinde yer alan evinin güzel bir manzarası var.
You can get a fine view of the sea from the mountaintop.
- Dağın zirvesinden güzel bir deniz manzarası alabilirsin.
Do you have an extra bicycle that I could borrow?
- Ödünç alabileceğim fazladan bir bisikletin var mı?
Do we have an extra one that Tom can borrow?
- Tom'un ödünç alabileceği ekstra bir tanemiz var mı?
Tom is sufficiently well off to buy a house anywhere he wants.
- Tom'un durumu istediği yerde bir ev alacak kadar oldukça iyidir.
We may well have rain this evening.
- Biz bu akşam yağmur alabiliriz.
Aladin found a wonderful lamp.
- Alaaddin sihirli bir lamba buldu.
Aladin found a wonderful lamp.
- Alaaddin harika bir lamba buldu.
I'll get permission from my superior.
- Amirimden izin alacağım.