Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu.
- He lived in a small town nearby.
Futbol takımımız kasabadaki diğer takımların tümünü yendi.
- Our soccer team beat all the other teams in the town.
Onun ebeveynleri ana ilçe merkezinde yaşıyor.
- His parents live in the main county town.
Burası belediye binasıdır.
- This is the Town Hall.
Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?
- How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?
Kenti tanımak için çevrede dolaştı.
- He walked around to see the town.
Eşim, sanki ben kentin en zengin adamıymışım gibi para harcıyor.
- My wife spends money as if I were the richest man in town.