[1] a covered road vehicle for carrying goods

listen to the pronunciation of [1] a covered road vehicle for carrying goods
Englisch - Türkisch

Definition von [1] a covered road vehicle for carrying goods im Englisch Türkisch wörterbuch

van
{i} karavan

Tom geceyi karavanda geçirdi. - Tom spent the night in his van.

Hiç bir karavan sürdün mü? - Have you ever driven a van?

van
kamyonet

Dan geçen bir kamyonetin çatısına indi. - Dan landed onto the roof of a passing van.

Tom kamyonet kapısını çarparak kapattı. - Tom slammed the van door closed.

van
{i} keşif kolu
van
öncü kuvvet/vagon/minibüs
van
{i} İng. kamyonet
van
yük arabası veya vagon ile taşımak
van
eşya ya da yük vagonu
van
{i} harman savurma makinesi
van
{i} İng., d.y. yük vagonu; furgon; marşandizin sonuna takılan cumbalı
van
{i} minibüs

Evin dışında beyaz bir minibüs durdu. - A white van pulled up outside the house.

Dan evsizdi ve minibüsünde yaşıyordu. - Dan was homeless and lived in his van.

van
{i} elebaşı
van
{i} (arkası kapalı) kamyon
van
{i} yük vagonu
van
{i} kanat
van
{i} öncü

Komünist Parti, işçi sınıfının öncüsüdür. - The Communist Party is the vanguard of the working class.

van
ordu veya donanmanın keşif kolu
Englisch - Englisch
van
[1] a covered road vehicle for carrying goods
Favoriten