It helps us in times of difficulty.
- Zorluk zamanlarında bize yardımcı olur.
In time, you will understand.
- Zamanla anlayacaksın.
Always use distilled water in steam irons because using ordinary water will cause a mineral build-up over time that will clog the steam holes.
- Normal su kullanmak zamanla buhar deliklerini tıkayacak mineral birikmesine sebep olacağı için buharlı ütülerde her zaman damıtılmış su kullan.
Over time, things only got worse.
- Zamanla, şartlar yalnızca kötüleşti.
With time, everything will become clear.
- Zamanla her şey açığa kavuşacak.
Murder, rape, and torture are atrocities associated with times of war.
- Cinayet, tecavüz ve işkence savaş zamanlarıyla ilişkili vahşetlerdir.
Our website is offline for scheduled maintenance.
- Web sayfamız zamanlanmış bakım nedeniyle çevrimdışıdır.
Tom is scheduled to come to Boston next week.
- Tom sonraki hafta Boston'a gelmek için zamanlandı.
In the course of time, he changed his mind.
- O, zamanla fikrini değiştirdi.