Bu nehir, iki il arasındaki sınırı oluşturur.
- This river forms the boundary between the two prefectures.
Bizim ve komşunun avlusu arasındaki sınırı işaretlemek için bir çit vardır.
- There is a fence marking the boundary between our yard and the neighbor's.
Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın.
- You have to share the cake equally.
Servet mirasçılar arasında eşit olarak bölündü.
- The property was divided equally among the heirs.
Kanun herkes için aynıdır.
- The law is equal for all.
Onlar aynı derecede zor taleplerde bulundular.
- They made equally tough demands.