Babam bir fabrika için çalışmaktadır.
- My father works for a factory.
Tom büyük bir fabrika için çalışıyor.
- Tom works for a large factory.
Onun çalışmalarından hiçbirini görmedim.
- I have seen neither of his works.
Bu, telif hakkı ile korunan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türetilmiş çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için onu iptal ettim.
- This was a translation of copyrighted material, so I deleted it since copyright owners have the right to control derivative works.
Tom'un eserlerde çok sayıda projesi var.
- Tom has a lot of projects in the works.
Ressam birçok güzel sanat eserleri üretir.
- The painter produces many fine works of art.
Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var.
- We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.
O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor.
- He works for a plumbing company.
Dan treni bir bakım atölyesine sürdü.
- Dan drove the train to a maintenance workshop.
Atölyesinde bir tablo yapıyor.
- He's making a table in his workshop.
Birisi işleri baltaladı.
- Someone's put a spanner in the works.
Her ülkede aynı şekilde işler.
- It works the same way in every country.
O tamamen reklam yapıldığı gibi çalışır.
- It works exactly as advertised.
Atölyesinde bir tablo yapıyor.
- He's making a table in his workshop.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
O sadece ev işlerini çekip çevirmiyor, aynı zamanda bir okul öğretmeni olarak da çalışıyor.
- Not only does she keep house, but she also works as a school teacher.