Çok az bir gayretle kitabı yazdı.
- She wrote the book with very little effort.
Gayretin övgüye şayan.
- Your effort deserves praise.
Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim.
- I'm sure your efforts will result in success.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu.
- Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.
Proje, üç farklı sınıftan öğrencinin ortak çalışmasıydı.
- The project was a joint effort by students from three different classes.
O, çaba harcamadan ağaca tırmandı.
- He climbed up the tree without effort.
Tom özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı.
- Tom made no effort to apologize.
Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.
- In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.