O bana mühürlü bir zarf verdi.
- She gave me a sealed envelope.
Ona mühürlü bir zarf uzattı.
- He handed her a sealed envelope.
Sen sarhoş gibi görünüyordun.
- You looked like you were plastered.
Tom sarhoş görünüyordu.
- Tom seemed to be plastered.
Tom mektubu yazdıktan sonra onu bir zarfa koydu ve onu mühürledi.
- After writing the letter, Tom put it in an envelope and sealed it.
Bu odanın mühürlenmesini istiyorum.
- I want this room sealed.
Teslimattan önce tüm kutuların iyice mühürlenmiş olduğundan emin olun.
- Make sure all the boxes are well sealed before they're delivered.
Endişe etme. Dudaklarım kapalı.
- Don't worry. My lips are sealed.
Eğer söyleyeceğin bir şey yoksa, dudaklarını kapalı tut.
- If you have nothing to say, keep your lips sealed.