Don't get upset, I was just having a lend.
Öyle bir kişiye ödünç para vermemeliydin.
- You should not have lent the money to such a person.
Tom ve Paula'ya kameramı ödünç verdim.
- I lent Tom and Paula my camera.
Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
- The bank lent him 500 dollars.
Tom ve Paula'ya kameramı ödünç verdim.
- I lent Tom and Paula my camera.
bir şeyi ödünç vermek.
O, yavaşça benden uzaklaştı.
- Elle s'éloigna lentement de moi.
Kâğıt uçak yavaşça yere doğru alçaldı.
- L'avion de papier descendit lentement au sol.