These dirty clothes could be a new piece of evidence to prove his innocence.
- Bu kirli giysiler onun suçsuzluğunu kanıtlayacak yeni bir kanıt parçası olabilirdi.
The lawyer brought up new evidence.
- Avukat yeni bir kanıt gündeme getirdi.
We have specific proof of your innocence.
- Bizim masumiyetinle ilgili belirli bir kanıtımız var.
There is indisputable proof that Tom is the thief.
- Tom'un hırsız olduğuna dair su götürmez kanıt var.
The police have uncovered new evidence related to the case.
- Polis davayla ilgili yeni kanıtlar ortaya çıkarmıştır.
He presented an argument for the war.
- Savaş için bir kanıt sundu.