(f) one of the teeth of a pinion, especially when small

listen to the pronunciation of (f) one of the teeth of a pinion, especially when small
Englisch - Türkisch

Definition von (f) one of the teeth of a pinion, especially when small im Englisch Türkisch wörterbuch

leaf
{i} yaprak

Bir yaprak gibi titriyordu. - She trembled like a leaf.

Kuru bir yaprak yere düştü. - A dead leaf fell to the ground.

leaf
yapraklı

Yeterince yapraklı sebze yemiyoruz. - We don't eat enough leafy vegetables.

Meg dört yapraklı yonca buldu. - Meg found a four leaf clover.

leaf
föy
leaf
sahife
leaf
(özellikle altın ve gümüş) ince tabaka
leaf
(bitki) yaprak
leaf
{i} sayfa

Tom Mary'ye hayatında yeni bir sayfa açacağına söz verdi. - Tom promised Mary that he'd turn over a new leaf.

Oğlum bugünlerde karşılık vermiyor, o yeni bir sayfa açmış olmalı. - My son doesn't talk back these days; he must have turned over a new leaf.

leaf
açılıp kapanan masanın eğreti tahtası
leaf
(Mukavele) kanat (kapı, pencere)
leaf
yapraklanmak
leaf
leaf blight yapraklara arız olan hastalık
leaf
(isim) yaprak, sayfa, kanat (masa), folyo
leaf
{i} folyo
leaf
{i} ince madeni tabaka
leaf
{f} yaprak vermek, yapraklanmak
leaf
{i} (masada) kanat
leaf
leaf bud yaprak tomurcuğu
leaf
leaf mold yaprak gübres
Englisch - Englisch
leaf
(f) one of the teeth of a pinion, especially when small
Favoriten