Müziğin önemi küçümsenmiştir.
- The importance of music is underrated.
Dünyayı korumanın önemini biliyorlar.
- They know the importance of protecting the earth.
O, egzersizin önemi üzerine vurgu yaptı.
- He put emphasis on the importance of the exercise.
Konuşulan İngilizceye büyük önem verdi.
- He put great emphasis on spoken English.
Senin ipuçlarından bıktım.
- I'm sick of your hints.
O, egzersizin önemi üzerine vurgu yaptı.
- He put emphasis on the importance of the exercise.
Avustralya kelimesinde vurgu nerededir?
- Where is the emphasis in the word Australia?
Senin ipuçlarından bıktım.
- I'm sick of your hints.