(d) very severe; violent; as, intense pain or anguish

listen to the pronunciation of (d) very severe; violent; as, intense pain or anguish
Englisch - Türkisch

Definition von (d) very severe; violent; as, intense pain or anguish im Englisch Türkisch wörterbuch

intense
{s} yoğun

Sanat dünyanın bildiği bireyciliğin en yoğun biçimidir. - Art is the most intense mode of individualism that the world has known.

Aylardan temmuzdu. Isı yoğundu. - It was July. The heat was intense.

intense
{s} kuvvetli
intense
{s} dikkatli
intense
{s} aşırı
intense
{s} şiddetli

Bu şiddetli ısı sizi rahatsız ediyor gibi görünmüyor. - This intense heat doesn't seem to bother you.

O gerçekten şiddetliydi. - That was really intense.

intense
kuvvetle
intense
{s} ciddi olan (kimse)
intense
intensely şiddetle
intense
azışık
intense
yüksek derecede vukubulan
intense
güçlü
intense
heyecanlı
intense
ateşli
intense
ateşli/şiddetli
intense
{s} şiddetli, kuvvetli, keskin, hararetli
intense
(sıfat) şiddetli, aşırı, son derece, kuvvetli, koyu, yoğun, dikkatli, etkileyici, çarpıcı, istekli
intense
intenseness şiddet
intense
kuvvetlilik
Englisch - Englisch
intense
(d) very severe; violent; as, intense pain or anguish
Favoriten