(bütçe

listen to the pronunciation of (bütçe
Türkisch - Englisch
deficit
A situation wherein, or amount whereby, spending exceeds government revenue
{i} lack; shortage
A national budget deficit occurs when a country's public spending exceeds government revenues A current account deficit exists when exports and financial inflows from private and official transfers are worth less than the value of imports and transfer outflows A trade deficit occurs when imports of goods and services exceed exports
A financial situation for an individual, company or government where expenses exceed income
The amount by which budget expenditures exceed government revenues, or income, in a given fiscal year
An excess of liabilities over assets, of losses over profits, or of expenditure over income
The excess of the liabilities and reserves of a fund over its assets
the property of being an amount by which something is less than expected or required an excess of liabilities over assets (usually over a certain period)
The amount by which outlays exceed revenues in a given period, typically a fiscal year A negative deficit is equivalent to a surplus See surplus [Back to top]
Deficiency in amount or quality; a falling short; lack; as, a deficit in taxes, revenue, etc
The amount each year by which government spending is greater than government income
Expenditures exceed funds available
The shortfall between a government's revenues from taxation and its expenditures, in any one year It must then borrow money to meet its expenditures
an excess of expenses over income during a prescribed period and at a fixed moment in time
Any excess of debits over credits at the end of a given accounting period (G,R)
Expenses exceed revenues
A fiscal condition which may occur at the end of a fiscal year, whereby expenditures for a fiscal year exceed the actual cash intake of revenues during the same period plus to prior year surplus The deficit must be paid for out of the next year's revenues
For a state, the fact of spending more than its revenues
The amount by which expenditures exceed receipts in a given fiscal period
shortfall/deficiency of revenues over expenditures of the government
bütçe yapmak
budget
bütçe formülü
(Askeri) appropriation language
bütçe yılı
financial year
cari bütçe
(Ticaret) operating budget
genel bütçe
(Politika, Siyaset,Ticaret) national budget
milli bütçe
(Politika, Siyaset,Ticaret) national budget
program bütçe
program budgeting
ulusal bütçe
(Ticaret) national budget
ön bütçe
pre-budget
özel bütçe
(Ticaret) special budget
Bütçe Danışma Sistemi
(Hukuk) Budget Information System (BIS)
Planlama, Programlama Ve Bütçe Hazırlama Sistemi
(Askeri) Planning, Programming, and Budgeting System
adi bütçe
(Ticaret) ordinary budget
ana bütçe dağıtımı
(Askeri) major budget issue
açık bütçe
open budget
bütçe
supply
bütçe
the estimates
bütçe
income
bütçe açık vermek
(Ticaret) have a deficit in the budget
bütçe açığı
deficit spending
bütçe açığı
budget deficit

A common way to finance a budget deficit is to issue bonds. - Bir bütçe açığını finanse etmek için ortak bir yöntem tahviller çıkarmaktır.

Reducing the budget deficit is a major concern of the government. - Bütçe açığının azaltılması hükümetin büyük bir endişesidir.

bütçe açığı finansmanı
pump priming
bütçe açığı olmak
have budget deficit
bütçe açığı olmak
(Ticaret) have a deficit in the budget
bütçe denkliği
(Hukuk) budget equilibrum
bütçe denkliği
(Ticaret) blanced budget
bütçe dışı fon
(Hukuk) extra budgetary fund
bütçe dışı kamu harcaması
(Hukuk) non-budgetary public spending
bütçe harcamaları
(Hukuk) budgetary costs
bütçe hazırlamak
prepare a budget
bütçe hazırlamak
set a budget
bütçe hazırlamak
draw up a budget
bütçe incelemesi
(Askeri) budget review
bütçe kullanmak
use budget
bütçe kısmak
cut the budget
bütçe müzakeresi
budget debate
bütçe oluşturmak
set a budget
bütçe oluşturmak
set budget
bütçe oluşturmak
draw up budget
bütçe planlamak
plan a budget
bütçe sorunu
(Askeri) funds responsibility
bütçe tahmini arzı
(Askeri) budget estimate submission
bütçe taslağı
(Hukuk) draft budget
bütçe uygulanmasının aklanması
(Hukuk) discharge of the budget execution
bütçe yapmak
(Politika, Siyaset) allotment of budget
bütçe yapmak
to budget
bütçe yıl
(Hukuk) financial year
bütçe yılı
budget year
bütçe şubesi
(Askeri) estimating agencies
daimi bütçe
(Askeri) continuous budget
denk bütçe düzeltmesi
(Ticaret) balanced budget amendment
denk bütçe çarpımı
(Ticaret) balanced budget multiplier
denk bütçe çoğaltanı
(Ticaret) balanced budget multiplier
değişmez bütçe
(Ticaret) fixed budget
dönemsel bütçe
(Ticaret) cyclical budgeting
döner bütçe
(Ticaret) revolving budget
ek bütçe
supplementary budget
ek bütçe fonu
(Hukuk) extra-budgetary fund
ekonomik bütçe
(Ticaret) economic budget
esnek bütçe
(Ticaret) moving budget
fevkalade bütçe
(Ticaret) emergency budget
geleneksel bütçe
(Ticaret) traditional budget
istihbarat bütçe tahmin arzı
(Askeri) intelligence budget estimate submission
istihbarat programı bütçe kararı
(Askeri) intelligence program budget decision
katma bütçe
supplementary budget
katılımcı bütçe
participatory budget
kümülatif bütçe
cumulative budget
maddi bütçe
(Ticaret) physical budget
mali bütçe
financial budget
muhtar bütçe
(Kanun) autonomous budget
müstakil bütçe
(Askeri) stand-alone budget
olağan bütçe
(Politika, Siyaset) regular budget
olağanüstü bütçe
(Ticaret) emergency budget
olağanüstü bütçe
(Ticaret) extra ordinary budget
optimal bütçe açıkları
(Ticaret) optimal budget deficits
program bütçe kararları
(Askeri) program budget decisions
revize bütçe
(Ticaret) revised budget
safi bütçe
(Ticaret) net budget
savunma bütçe dağıtımı
(Askeri) defense budget issue
servet bütçe kısıtı
(Ticaret) wealth budgel constraint
sosyal bütçe
social security costs
sosyal bütçe
social spendings
sürekli bütçe
(Ticaret) perpetual budget
sürekli bütçe
(Ticaret) continuous budget
sıfır bazlı bütçe
(Ticaret) zero based bugdet
tahsis edilmeyen bütçe
(Ticaret) non-allocated budget
telafi edici bütçe
(Ticaret) compensative budget
yerel bütçe
(Ticaret) local budget
yerinden sonradan bütçe
(Eğitim) ex-post budget
yerinden önceden bütçe
(Eğitim) ex-ante budget
yıllık denk bütçe
(Ticaret) annually balanced budget
İdare Ve Bütçe Dairesi
(Askeri) Office of Management and Budget
Türkisch - Türkisch

Definition von (bütçe im Türkisch Türkisch wörterbuch

BÜTÇE
(Osmanlı Dönemi) Fr. Devletin veya diğer kuruluşların yıllık gelir ve giderlerini (sarfiyat ve varidatlarını) gösteren ve bunlarla ilgili harcamaları tayin eden hesap işleri
bütçe
Devlet ve öteki kuruluş veya toplulukların belirli bir dönem içindeki gelir ve giderlerinin oranlama niceliklerini önceden belirleyen, onaylayan ve bu işlemlerin yapılmasına izin veren kanun veya karar
Denk bütçe çarpanı
(Ekonomi) Kamu harcamaları ve vergilerin aynı miktarda değişmesi durumunda sayısal değeri 1'e eşit olan net çarpan
bütçe
Devletin, bir kuruluşun, bir aile veya bir kimsenin gelecekteki belirli bir süre için tasarladığı gelir ve giderlerini tür ve ayrıntılarıyla gösteren çizelge: "Düğün sahibinin bütçesi ne kadar dar ve mütevazı olursa olsun, hokkabaz şarttı."- S. Ayverdi
KONSOLİDE BÜTÇE
(Hukuk) Genel ve katma bütçeler toplamı
bütçe açığı
Bütçede belirlenen giderlerin gelirlerden çok olması durumu
bütçe yılı
Bir bütçenin uygulanmaya başladığı günden ertesi yıl aynı güne kadar geçen süre
destekli bütçe
Dayanağı olan bütçe
ek bütçe
Yıllık bütçeye sonradan eklenen bütçe
genel bütçe
Yıllık gelir ve gider kalemlerinin hepsini kapsayan bütçe
katma bütçe
Özel gelirleri olan ve genel bütçe dışında kalan bütçe, mülhak bütçe
konsolide bütçe
Destekli bütçe
mülhak bütçe
Katma bütçesi
(bütçe
Favoriten