(1) (of cards) having equivalent rank

listen to the pronunciation of (1) (of cards) having equivalent rank
Englisch - Türkisch

Definition von (1) (of cards) having equivalent rank im Englisch Türkisch wörterbuch

equal
{s} eşit

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

Eğer tamsayı sadece sıfırdan büyük veya eşit ise tamsayı doğaldır. - An integer is natural if and only if it is greater or equal to 0.

equal
denk
equal
aynı düzeyde olmak
equal
eşittir

İstediğiniz herhangi bir dilde yazabilirsiniz. Tatoeba'da bütün diller eşittir. - You may write in any language you want. On Tatoeba, all languages are equal.

İki pint bir litreye eşittir. - Two pints are equal to a quart.

equal
yenişememek
equal
akran
equal
{f} eşit ol

Servet mirasçılar arasında eşit olarak bölündü. - The property was divided equally among the heirs.

Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın. - You have to share the cake equally.

equal
-e eşit olmak
equal
{f} yetişmek
equal
{s} aynı

Her ikisi de aynı derecede makul. - Both are equally plausible.

Tom aynı derecede suçludur. - Tom is equally guilty.

equal
{s} dengeli
equal
{s} başabaş
equal
{f} bir olmak
equal
{i} emsal
equal
aynı miktarda
equal
Şehirler aynı büyüklü
equal
yeterli/eşit
equal
{s} yeterli

O, görev için yeterli değildir. - He is not equal to the task.

equal
{s} hayır demez
Englisch - Englisch
equal
(1) (of cards) having equivalent rank
Favoriten