'her bir

listen to the pronunciation of 'her bir
Türkisch - Englisch

Definition von 'her bir im Türkisch Englisch wörterbuch

her bir
each

She treated each of us to an ice cream. - O, her birimize bir dondurma ikram etti.

Each of the brothers has a car. - Erkek kardeşlerin her birinin bir arabası var.

her (bir)
every
her (bir)
each
Her felakette bir hayır vardır
(Atasözü) Every cloud has a silver lining
Her inişin bir çıkışı her çıkışın bir inişi vardır
(Atasözü) Every declivity has an acclivity and every acclivity has a declivity
Her işte bir hayır vardır
(Argo) Every cloud has a silver lining
her bir
either

Do you know either of the two girls? - İki kızın her birini tanıyor musun?

her bir
every

He comes here every few days. - O her birkaç günde buraya gelir.

AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it. - Yalnızca her birey ona karşı harekete geçmeye karar verirse, AIDS durdurulabilir.

her bir
every, each
her bir
each, every single
her biri başka bir hava çalmak
for everyone (in a group) to behave and think differently from everyone else (in that group); for everyone to have a different opinion
her güzelin bir kusuru/huyu vardır
(Atasözü) Even the most attractive people and things have their drawbacks
her işte bir hayır vardır
(Atasözü) Everything we experience in life has its positive side
her kafadan bir ses çıkmak
for everyone to be talking all at once
her tarladan bir kesek
random talk
her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır
(Atasözü) Everybody cherishes his own way of doing things
her yiğidin gönlünde bir aslan yatar
(Atasözü) Everybody cherishes an ambition
her yokuşun bir inişi, her inişin bir yokuşu vardır
(Atasözü) All problems eventually get worked out
Türkisch - Türkisch

Definition von 'her bir im Türkisch Türkisch wörterbuch

her bir
Sayılabilen şeylerin ayrı ayrı hepsi, beher