Once upon a time there was a miller who was poor, but he had a beautiful daughter.
- Bir zamanlar fakir olan ama güzel bir kızı olan bir değirmenci vardı.
Too much water drowned the miller.
- Çok fazla su değirmenciyi boğdu.
After I tried out my new loom, I made my bed and repaired the coffee grinder.
- Ben yeni dokuma tezgahımı denedikten sonra, yatağımı yaptım ve kahve değirmenini tamir ettim.
Pass me the pepper grinder.
- Karabiber değirmenini bana uzat.