değişmeler

listen to the pronunciation of değişmeler
Türkçe - İngilizce
changes
Outfits worn while performing
revision of due dates or order quantities, or the cancellation of orders
China/Australia NGO Scheme, AusAID
plural of change
Changes are represented by a sequence or subsequence SUB5=<1 2 6 7>: 1=>2=>6=>7 This subsequence has 3 changes
third-person singular of change
This information denotes a formal or informal request to change an output of an activity If the work product to be changed has been formally released by that activity (e g , completed a peer review), it may require a formal change request Work products that are in process do not need a formal change request
A chord progression
in significant ways over time, within limits Your many subselves
once in a while GPO will reissue a page or a few pages of a document with updated information
değişme
interchange
değişme
switch
değişme
{i} turn

The leaves have begun to turn. - Yaprakların rengi değişmeye başladı.

değiş
barter

He was bartering information. - Bilgi değiş tokuş ediyordu.

değişme
transition
değişme
shift
değişme
{i} alteration
değiş
swap

Tom wishes he could swap places with Mary. - Tom yerleri Mary ile karşılıklı değiştirebilmeyi diliyor.

Would you like to swap jobs? - İşleri değiştirmek ister misin?

değişme
gradient
değişme
(Ticaret) modification
değişme
variant
değişme
amendment
değiş
{f} varying

There are varying explanations. - Değişik açıklamalar var.

değiş
vary

The prices of certain foods vary from week to week. - Bazı gıdaların fiyatları haftadan haftaya değişmektedir.

Social customs vary from country to country. - Sosyal gelenekler ülkeden ülkeye değişir.

değiş
{f} ranging

In Colombia, the population is classified into social strata ranging from one to six, one being the poorest and six being the richest. - Kolombiya'da nüfus birden altıya kadar değişen sosyal katmanlara göre sınıflandırılır. Bir en fakir olma ve altı en zengin olma.

Many boys and girls ranging from 12 to 18 entered the contest. - 12 ila 18 arasında değişiklik gösteren birçok erkek ve kız yarışmaya katıldı.

değiş
{f} range

Prices range from one to five dollars. - Fiyatlar bir dolarla beş dolar arasında değişir.

In the summer, the temperature ranges from thirty to forty degrees Celsius. - Yazın, sıcaklık otuzla kırk santigrat arasında değişkenlik gösterir.

değiş
{f} change

That will change nothing. - O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.

That won't change anything. - O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.

değiş
{f} changing

If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment. - Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.

Tom's favorite singer is always changing. - Tom'un favori şarkıcısı sürekli değişiyor.

değiş
{f} alternating
değiş
{f} altering

He's proposing a suggestion for altering the research method. - O araştırma yöntemini değiştirmek için bir öneri teklif ediyor.

I'm tired of altering my plans every time you change your mind. - Senin her fikrini değiştirdiğin zaman planlarımı değiştirmekten usandım.

değişme
{i} ranging
değişme
metastasis
değişme
transmutation
değişme
mutation
değişme
conversion
değişme
change

You never change, do you? - Asla değişmezsin, değil mi?

The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known. - Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.

değişme
variation
değiş
{f} alternate
değişme
commutation
değiş
exchange; trade
değiş
contact

If the address changes, please contact us. - Eğer adres değişirse, lütfen bizimle bağlantı kurun.

değişme
change; variation; exchange
değişme
vary

The prices of certain foods vary from week to week. - Bazı gıdaların fiyatları haftadan haftaya değişmektedir.

değişme
chopping
değişme
vicissitude
değişme
transitional
değişme
changing

Everything is changing. - Her şey değişmek üzere.

I have no intention of changing. - Benim değişmeye niyetim yok.

değişme
(Tıp) meta
değişme
{i} fluctuation
değişme
switchover
sürekli değişmeler
chops and changes
Türkçe - Türkçe

değişmeler teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Değişme
(Osmanlı Dönemi) HAVELÂN
değiş
Bir şey verip yerine başka bir şey alma, mübadele, trampa
değiş
Değme işi veya biçimi
değişme
Değişim, mübadele
değişme
Değişmek işi
değişme
Değişmek işi: "Bu kadar büyük değişme için mutlaka bir kadın parmağı lazım."- R. N. Güntekin
değişmeler