dayanışmacı

listen to the pronunciation of dayanışmacı
Türkçe - İngilizce
solidaristic
sociol.1. solidarist
solidarist
dayanışma
solidarity

Make solidarity and equal rights the cornerstone of public policy. - Dayanışma ve eşit haklar kamu politikasının temel taşını oluşturur

No systematical study in economy assumes solidarity. - Ekonomide hiçbir sistematik çalışma dayanışmayı öngörmez

dayanışma
interdependence

Human interdependence is our only way to survive. - Yaşamayı sürdürmek için tek yolumuz insani dayanışmadır.

dayanışma
{i} cooperation

I really appreciate your cooperation. - Dayanışmanı gerçekten takdir ediyorum.

dayanışma
(Pisikoloji, Ruhbilim) rapport
dayanışma
unity
dayanışma
(Ticaret) cohesiveness
dayanışma
interdependency
dayanışma
solidarity, mutual support
Türkçe - Türkçe
Dayanışmacılıktan yana olan kimse, solidarist
Dayanışmacılıktan yana olan, solidarist
solidarist
dayanışma
Bir topluluğu oluşturanların duygu, düşünce ve ortak çıkarlarda birbirlerine karşılıklı bağlanması, tesanüt
dayanışma
Dayanışmak işi, tesanüt
dayanışmacı