Roma bir gün içinde kurulmamıştır.
- Rome was not built in a day.
Ve onu üç günde tekrar kaldıracağım.
- And I will raise it again in three days.
Ben onlara düğün günlerinin ne zaman olduğunu sormak istiyorum.
- I want to ask them when their wedding day is.
Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.
- I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times.
Gündüzler gittikçe daha çok ısınıyor.
- The days are getting warmer and warmer.
Tom ve Mary gece ve gündüz kadar farklı.
- Tom and Mary are as different as night and day.
Çağının en iyi yazarı olarak görülüyordu.
- He was regarded as the greatest writer of the day.
Bu çağda elektriksiz bir hayat düşünülemez.
- In this day and age, life without electricity is unimaginable.
Keşif, 1896 yılında sıcak bir Ağustos gününde gerçekleşti.
- The discovery took place on a warm August day in 1896.
Tom yetmişinci doğum gününden sadece bir gün sonra öldü.
- Tom died just one day after his seventieth birthday.
Tom'u kreşte indirdim.
- I dropped Tom off at daycare.
Gidip çocuğumu kreşten alacağım.
- I will go and pick up my child from daycare.
... it would be, like -- you know, first day of school, and they're like, "So what do you ...
... first day of driver's ed. And it remains good advice today. ...