It's evident that human behaviour is more dangerous for the environment than radiation.
- Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.
Her behaviour isn't normal for a young girl.
- Onun davranışı genç bir kız için normal değil.
I was ashamed of my behavior.
- Ben davranışımdan utandım.
His appearance and behavior made me ashamed of him.
- Onun görünüşü ve davranışı beni ondan utandırdı.
You must answer for your careless conduct.
- Dikkatsiz davranışının hesabını vermelisin.
We were surprised at his conduct.
- Biz onun davranışına şaşırdık.
Dennis doesn't have rough manners.
- Dennis'in kaba davranışları yoktur.
The clerk was dismissed on the grounds of her rude manners.
- Memur kaba davranışları gerekçesiyle görevden alındı .
I can't stand that attitude of his.
- Onun o davranışına dayanamam.
Justify your attitude, come on, justify being there when it all happened.
- Davranışını haklı çıkar, haydi, bunların hepsi olduğunda orada olmanı haklı çıkar.
It's hard for me to explain my actions.
- Davranışlarımı açıklamak benim için zor.
We judge ourselves by our intentions and others by their actions.
- Kendimizi niyetimizle başkalarını ise davranışlarıyla yargılarız.
I'm not accustomed to such treatment.
- Böyle bir davranışa alışık değilim.
She gave her reporters social deportment tips.
- O muhabirlerine sosyal davranış ipuçları verdi.
Behaviour is the highest form of preaching.
- Davranış vaazın en yüksek biçimidir.
It's hard for me to explain my actions.
- Davranışlarımı açıklamak benim için zor.
Her actions disturb me.
- Onun davranışları beni rahatsız ediyor.
His warm way with people had made him hugely popular.
- Onun insanlara sıcak davranışı onu oldukça popüler yapmıştı.
There have been a lot of complaints about the way Tom behaves.
- Tom'un davranış şekli ile ilgili çok sayıda şikâyetler olmuştur.
Bad thoughts lead to bad deeds.
- Kötü düşünceler kötü davranışlara yol açar.
Many people cannot understand the way hackers behave.
- Birçok kişi bilgisayar korsanlarının davranış tavrını anlayamıyor.
There have been a lot of complaints about the way Tom behaves.
- Tom'un davranış şekli ile ilgili çok sayıda şikâyetler olmuştur.