Öfkeli kalabalık, arabaları devirdi ve mağazaların önündeki camları kırdı.
- The angry mob overturned cars and smashed storefront windows.
Siz beyler niçin öyle öfkelisiniz?
- Why are you guys so angry?
O, doğal olarak çok kızmıştı.
- He was naturally very angry.
Tom geç kaldığı için kendine kızmıştı.
- Tom was angry with himself for being late.
Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu.
- Tom ran as fast as he could to escape from the angry bear.
Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.
- When angry, count ten; when very angry, a hundred.
Tom sinirli ve öfkeli görünüyor.
- Tom seems frustrated and angry.
Oldukça sinirli görünüyorsun.
- You look pretty angry.
Oldukça hiddetli görünüyorsun.
- You look pretty angry.