Hayat ya cesur bir macera ya da hiçbir şeydir.
- Life is either a daring adventure or nothing.
O cesur şeyler söylüyor.
- He says daring things.
Güvenli bir mesafeden cesur olmak kolaydır.
- It is easy to be brave from a safe distance.
Bütün askerler cesurdu.
- All the soldiers were brave.
Tom cesur ve yiğittir.
- Tom is brave and courageous.
Tom Mary'yi bunu yapması için cesaretlendirdi.
- Tom dared Mary to do that.
Tom onu yapmam için cesaretlendirdi.
- Tom dared me to do it.
Tom Mary'ye bakmaya cesaret edemedi.
- Tom didn't dare to look at Mary.
Planıma hayır demeye cesaret edemedi.
- He dared not say no to my plan.
Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?
- Who can read the heroic deeds of brave men without a feeling of respect and admiration?
Bu ülke onun için mücadele edecek çok sayıda kahraman olduğu için özgürlerin ülkesi olarak kalmaya devam edecektir.
- This country remains the land of the free because there are so many brave to fight for it.
The cocky rascal kept accepting his mates' crazy dares.