Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

dargın

listen to the pronunciation of dargın
Türkçe - İngilizce
{s} offended

Tom didn't look offended. - Tom dargın görünmüyordu.

Tom said he wasn't offended. - Tom dargın olmadığını söyledi.

{s} resentful

I'm not resentful, but I also forget nothing. - Ben dargın değilim ama aynı zamanda bir şey unutmam.

injured
displeased

Tom looks displeased. - Tom dargın görünüyor.

Tom thought Mary was displeased. - Tom Mary'nin dargın olduğunu düşündü.

wroth
stuffy
offended, cross, angry
cross

He was cross with his student. - O, öğrencileriyle dargındı.

put out (with), cross (with), annoyed (with)
huffy
angry with
huffish
angry (at), mad (at)
vexed
discontent
angry
indignant
sort
bilious
miff
dargın olmak
to be cross with
Türkçe - Türkçe
Darılmış olan, küskün
Soğuk, ilgisiz
DARGIN
Darılmış olan, küskün: "Hasan Ağa büyük oğlu ile dargındı."- S. F. Abasıyanık
DARGIN
Soğuk, ilgisiz: "Annem, bahçe kapısında beni iki dargın kelime ile karşıladı."- Y. Z. Ortaç
dargın