damgalar

listen to the pronunciation of damgalar
Türkçe - İngilizce

damgalar teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

damga
stamp

He gave me his stamp of approval. - O onay damgasını bana verdi.

I'm not stamping their postcards. - Onların kartpostallarını damgalamıyorum.

damga
{i} brand

The man was branded as a traitor. - Adam bir hain olarak damgalandı.

Tom branded the calf. - Tom buzağıyı damgaladı.

damga
stigma
damga
{i} mark

The cattle are marked with brands. - Sığırlar damgalarla işaretlenirler.

On large farms, cattle are usually marked with brands. - Büyük çiftliklerde sığırlar genellikle damgalarla işaretlenirler.

damga
{i} imprint
damga
(deyim) earmarks
damga
(Matematik) index
damga
(Bilgisayar) char
damga
die
damga
eagle
damga
blemish
damga
official seal
damga
signet
damga
{i} signature
damga
seal
damga
{i} impression
damga
earmark
damga
bad name, stain, dishonor, brand, stigma
damga
brand (on an animal)
damga
impress
damga
seal, signature seal; official seal
damga
stamp; brand; mark; official seal; stigma, blemish, brand
damga
marker
damga
mark, distinguishing feature or characteristic
damga
character
damga
cachet
damga
print
damga
(pul) cancellation
damga
print of a rubber stamp, stamp; seal; cancellation
damga
chop
ek damgalar
extended characters
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) HABARAT
DAMGA
(Osmanlı Dönemi) İşaret vurulan âlet. Mühür
DAMGA
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyin üzerine işaret veya alâmet koymak
damga
Bir kimsenin adını kötüye çıkaran, yüz kızartıcı durum
damga
Bu araçla basılan nişan, işaret
damga
Bir kimsenin adını kötüye çıkaran, yüz kızartıcı durum: "Orada da haksız damgalar altında kalırsan ne olacak?"- A. Gündüz
damga
Bir şeyin üzerine bir nişan, bir işaret basmaya yarayan araç
damga
istibdattan Birinci Dünya savaşı yıllarına kadar gelen dönemde toplum yaşamını ele alıp, yasaların mahkum ettiği kişilerin her zaman suçlu olmadığı düşüncesini işleyen Reşat Nuri Güntekin'in romanının adı
damga
Bir şeyin kime, hangi çağa ait olduğunu gösteren belirgin iz, işaret, nitelik
damgalar