He gave me his stamp of approval.
- O onay damgasını bana verdi.
I'm not stamping their postcards.
- Onların kartpostallarını damgalamıyorum.
The man was branded as a traitor.
- Adam bir hain olarak damgalandı.
Tom branded the calf.
- Tom buzağıyı damgaladı.
The cattle are marked with brands.
- Sığırlar damgalarla işaretlenirler.
On large farms, cattle are usually marked with brands.
- Büyük çiftliklerde sığırlar genellikle damgalarla işaretlenirler.