I'm not stamping their postcards.
- Onların kartpostallarını damgalamıyorum.
I'm not stamping their postcards.
- Onların kartpostallarını damgalamıyorum.
The man was branded as a traitor.
- Adam bir hain olarak damgalandı.
On large farms, cattle are usually marked with brands.
- Büyük çiftliklerde sığırlar genellikle damgalarla işaretlenirler.
Dan's letter was postmarked London.
- Dan'in mektubu Londra'dan damgalanmıştı.