Bilim adamları bir gecede bir bardak kırmızı şarap sağlığa zarar vermek için yeterlidir diyor.
- One glass of red wine a night is enough to damage health, say scientists.
Ben, hasar için ödeme yaptım.
- I paid for the damage.
Gemi hasarlı değildi.
- The ship was not damaged.
Hükümet çiftçilerin hasatlarının zararını telafi etti.
- The government compensated the farmers for the damage to the crops.
Çatı fırtınadan zarar görmüştü.
- The roof was damaged by the storm.
Tom zarar ziyan için para ödemek zorunda kaldı.
- Tom had to pay for damages.
Sel, ekinlere büyük zarar verdi.
- The flood did great damage to the crops.
Tom tayfunun evine zarar vermesinden korkuyordu.
- Tom was afraid that the typhoon would damage his house.
Fırtına ürünlere çok hasar verdi.
- The storm did a lot of damage to the crops.
Kuraklık dönemi ürüne ciddi hasar verdi.
- The spell of drought did severe damage to the harvest.
Be careful not to damage any of the fragile items while unpacking them.
... So we can estimate some damaged areas through ...
... So one of them is the feed data about damaged area for ...