The tree has too many twigs and branches.
- Ağacın pek çok sürgünleri ve dalları vardır.
I heard a twig crack.
- Bir dal çatırtısı duydum.
Patty was so short that she couldn't reach the branch.
- Patty o kadar kısaydı ki dala yetişemedi.
History is a branch of the humanities.
- Tarih beşeri bilimlerin bir dalıdır.
It is about time we bought a new microwave oven.
- Yeni bir mikro dalga fırın almamızın zamanı geldi de geçti.
Mary bought Tom a copy of How to Win Friends and Influence People, by Dale Carnegie.
- Mary Tom'a Dale Carnegie tarafından yazılmış Nasıl dost kazanılır ve insanları nasıl etkilersin'in bir kopyasını satın aldı.
The baby was sound asleep in her mother's arms.
- Bebek annesinin kucağında uykuya dalmıştı.
He tied the twigs into bundles.
- O demetlerin içine ince dallar bağladı.