dakiklik

listen to the pronunciation of dakiklik
Türkçe - İngilizce
punctuality

I demand punctuality. - Ben dakiklik istiyorum.

Punctuality is not my strength. I am always late. - Dakiklik benim gücüm değil. Ben hep geç kalırım.

promptness
rigour [Brit.]
promptitude
preciseness
rigor
niceness
precision
timeliness
seasonableness
nicety
orderliness
rigorous
precise
{i} rigour
scrupulous
dakik
punctual

Can't you ever be punctual? I have been waiting here for one hour. - Hiç dakik olamaz mısın? Bir saattir burada bekliyorum.

It is important that you should be punctual. - Dakik olman gerektiği çok önemlidir.

dakik
rigorous
dakik
prompt
dakik
precise
dakik
minute

Walking from the station to the house takes only five minutes. - İstasyondan yürüyerek eve gitmek sadece beş dakika.

I'll be back in ten minutes. - 10 dakika içinde döneceğim.

dakik
refined
dakik
precise, exact (person, tool)
dakik
exact

You have exactly thirteen minutes to finish this. - Bunu bitirmek için tam olarak on üç dakikan var.

Tom was exactly twelve minutes late. - Tom tam olarak on iki dakika geç kalmıştı.

dakik
punctual, exact; minute, accurate, precise
dakik
1.requiring precision, delicate (piece of work)
dakik
nice
dakik
accurate
dakik
punctional
dakik
precision
dakik
scrupulous
Türkçe - Türkçe
dakiklik