Another ten minutes' walk brought us to the shore.
- On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.
The bus will arrive at the station in fifteen minutes.
- Otobüs on beş dakika içinde istasyona gelecek.
The bus will arrive at the station in fifteen minutes.
- Otobüs on beş dakika içinde istasyona gelecek.
Stir once every fifteen minutes.
- Her on beş dakikada bir kez karıştırın.
The bus will arrive at the station in fifteen minutes.
- Otobüs on beş dakika içinde istasyona gelecek.
I'll be back in ten minutes.
- 10 dakika içinde döneceğim.
I missed the train by only one minute.
- Ben sadece bir dakika ile treni kaçırdım.
One minute has sixty seconds.
- Bir dakikada altmış saniye vardır.
Just a moment. Can I just finish?
- Bir dakika. Ben sadece bitirebilir miyim?
Just a moment. I haven't made up my mind.
- Bir dakika. Karar vermedim.