Gelişme günlük olarak takip edilir ve bir veritabanında saklanır.
- Progress is monitored daily and stored in a database.
Altın fiyatı günlük olarak dalgalanır.
- The price of gold fluctuates daily.
Hasta her gün iyileşiyordu.
- The patient was recovering daily.
Her gün İngilizce konuşuyorum.
- I speak English daily.
Bu bir günlük gazetedir.
- This is a daily newspaper.
O zaten günlük gazeteyi okudu.
- He has already read the daily newspaper.
Bana günlük yaşantından bahset.
- Tell me about your daily life.
Bu bir günlük gazetedir.
- This is a daily newspaper.