He lives elsewhere and, moreover, I don't feel like seeing him.
- O başka bir yerde yaşıyor ve dahası, onu görmek istiyor gibi hissetmiyorum.
The bag was big, and moreover, it was heavy.
- Çanta büyüktü ve dahası ağırdı.
What's more, he's started walking.
- Dahası, o yürümeye başladı.
I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single!
- Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!