The bag was big, and moreover, it was heavy.
- Çanta büyüktü ve dahası ağırdı.
It was cold that day, and moreover it began to rain.
- O gün soğuktu ve dahası yağmur başlamıştı.
My grandmother can ride a motorcycle, and what's more, a bicycle.
- Büyükannem bir motosiklet sürebilir, ve dahası bir bisikleti de.
What's more, Chinese people like taking naps.
- Dahası, Çin halkı şekerleme yapmayı sever.