daha geniş

listen to the pronunciation of daha geniş
Türkçe - İngilizce
{f} wider

A polarized plug has two blades with one wider than the other. - Bir polarize fişin biri diğerinden daha geniş olan iki ağzı vardır.

We want to reach a wider audience. - Biz daha geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmak istiyoruz.

{f} larger

China is larger than Japan. - Çin, Japonya'dan daha geniştir.

the broader
broader

We should judge matters on a broader basis. - Meseleleri daha geniş bir temelde yargılamalıyız.

daha geniş