daha fazlası

listen to the pronunciation of daha fazlası
Türkçe - İngilizce
even more
be more
daha fazla
{s} more

A quartet has one more member than a trio. - Bir dörtlü, bir üçlüden bir üye daha fazladır.

We've got a lot more than just biceps in our arms, Per. - Kollarımızdaki pazularımızdan çok daha fazlasına sahibiz,Per.

daha fazla
further

Please make an appointment to come in and discuss this further. - İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.

We cannot offer a further price reduction under the current circumstances. - Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.

daha fazla
any more

Tom didn't want to spend any more time than necessary in Boston. - Tom Boston'da gerektiğinden daha fazla zaman geçirmek istemedi.

Tom doesn't need any more soap. Mary gave him enough to last a lifetime. - Tom'un daha fazla sabuna ihtiyacı yok. Mary ona bir ömür boyu yetecek kadar sabun verdi.

daha fazla
anymore

I just can't stand this hot weather anymore. - Bu sıcak havaya daha fazla katlanamıyorum.

Tom can't stand up straight anymore. - Tom daha fazla düz durmaya dayanamıyor.

daha fazla
above

Phenolphthalein will turn fuchsia in the presence of a base with a pH of or above 10.0 and will remain colorless in the presence of a solution with a pH of or below 8.2. - Fenolftalein, 10.0 ya da daha fazla bir pH'a sahip olan bir baz varlığında parlak mora dönüşecektir ve 8.2 ya da daha az bir pH değerine sahip bir çözeltinin varlığında renksiz kalacaktır.

daha fazla
no longer

Foreign accent syndrome is an as-yet unexplained medical condition where the patient can no longer pronounce his mother tongue correctly and seems to have a foreign accent. - Yabancı aksan sendromu henüz açıklanamayan, hastanın anadilini daha fazla düzgün şekilde telaffuz edemeyip yabancı bir aksanla konuşmaya başlamasıyla vuku bulan tıbbi bir durumdur.

We're no longer in danger. - Daha fazla tehlikede değiliz.

daha fazla
more than

She earns more than she spends. - O harcadığından daha fazla para kazanıyor.

I had no more than 1,000 yen. - 1,000 yenden daha fazlasına sahip değilim.

daha fazla
the more the more
daha fazla
farther

I was too tired to walk any farther. - Daha fazla yürüyemeyecek kadar çok yorgundum.

daha fazla
any longer

Tom says he can't ignore Mary's behavior any longer. - Tom Mary'nin davranışını daha fazla görmemezlikten gelemeyeceğini söylüyor.

I cannot stand his arrogance any longer. - Ben artık onun küstahlığına daha fazla dayanamam.

daha fazla
beyond

The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more. - Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.

daha fazla
the more more
daha fazla
more excessive
daha fazla
much too much
daha fazla
no further

You're to have no further contact with Tom. - Tom'la daha fazla iletişim kurmayacaksın.

No further discussion is necessary. - Daha fazla tartışma gereksiz.

daha fazla
the greater
daha fazla
more more
daha fazla
over more
daha fazla
over much
daha fazla
upward of
daha fazla
upward
daha fazla
upwards
daha fazla
upwards of
daha fazla
anymorethan