I used to live in a mountainous area.
- Eskiden dağlık bir bölgede yaşıyordum.
The town is in a mountainous district.
- Kasaba dağlık bir bölgededir.
Terrace farming is widely practiced in the mountainous regions of China.
- Teras çiftçiliği Çin'in dağlık bölgelerinde yaygın olarak uygulanmaktadır.
Nearly 80 percent of the land is mountains.
- Arazinin yaklaşık %80'i dağlıktır.