It's fun to go out with him.
- Onunla dışarıya çıkmak eğlenceli.
It's not a good idea to go out after dark by yourself.
- Hava karardıktan sonra tek başına dışarıya çıkmak iyi bir fikir değil.
She went out without saying good-bye.
- Hoşça kal demeden dışarı çıktı.
I went out with my friends.
- Ben arkadaşlarımla dışarı çıktım.
He has gone out for a walk.
- O bir yürüyüş için dışarı çıktı.
I'm afraid he's just gone out.
- Maalesef o az önce dışarı çıktı.