dışarısı

listen to the pronunciation of dışarısı
Türkçe - İngilizce
outdoors, outside
outside
outdoors
dışarı
{i} outside

I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves. - Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.

It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat. - Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.

dışarı
out

I can't go out because I have a lot of homework. - Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.

Go out and breathe some fresh air instead of watching TV. - Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.

dışarı
(Bilgisayar) inset
dışarı
off

Don't forget to turn off the gas before going out. - Dışarı çıkmadan önce gazı kapatmayı unutmayın.

He rushed out of the office. - O ofisten dışarı fırladı.

dışarı
forth
dışarı
clear

The sky is clear and the wind is refreshingly cool. It's a perfect day to spend outdoors. - Gökyüzü açık ve rüzgar ferahlatıcı biçimde serin. Dışarıda geçirmek için harika bir gün.

dışarı
the space outside
dışarı
outside, exterior; out; abroad
dışarı
foreign lands, abroad
dışarı
exterior
dışarı
the outside, exterior
dışarı
the provinces (as opposed to the capital); the country (as opposed to the town)
dışarı
outside of

The outside of the house was very run down. - Evin dışarısı çok köhneydi.

Sami would never go outside of his house. - Sami asla evinden dışarı çıkmazdı.

dışarı
ex
dışarı
per

A person named Jones came while you were out. - Sen dışarıdayken Jones adında bir kişi geldi.

A young person is waiting for you outside. - Genç bir adam seni dışarıda bekliyor.

Türkçe - Türkçe
Kapalı, sınırlı bir yerin ötesi
dışarı
Yurt dışı
dışarı
Dışa, dış çevreye: "Artık komutanlardan başka hiç kimse dışarı çıkmazdı."- A. İlhan
dışarı
Dış çevre, dış yer, hariç: "Dışarıda yağmur yağıyor."- S. F. Abasıyanık
dışarı
Dış çevre, dış yer, hariç
dışarı
Yurt dışı: "Dışarıyla iyi geçiniyorduk, Yunanlılarla az kalsın birleşecek kadar sıkı fıkı idik."- B. Felek
dışarı
Kişinin konutundan ayrı olan yer
dışarı
Dışa, dış çevreye
dışarı
Kişinin konutundan ayrı olan yer: "Dışarıda, çocuklar birdirbir oynamaya dalmışlardı."- A. İlhan