Tom could hear the sound of people outside.
- Tom dışarıdaki insanların sesini duyabildi.
Please put your waste in the bins outside.
- Lütfen çöpünü dışarıdaki çöp kutularına koy.
I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
- Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
Tom could hear the sound of people outside.
- Tom dışarıdaki insanların sesini duyabildi.
Could we have a table outside?
- Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz?
Tom put his hat on and went outside.
- Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.
Most young adults enjoy going out at night.
- Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
I can't go out because I have a lot of homework.
- Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
Be sure to turn off the gas before you go out.
- Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun.
Jane offered to take care of our children when we were out.
- Jane biz dışarıda iken bizim çocuklarımıza bakmayı teklif etti.
The sky is clear and the wind is refreshingly cool. It's a perfect day to spend outdoors.
- Gökyüzü açık ve rüzgar ferahlatıcı biçimde serin. Dışarıda geçirmek için harika bir gün.
Sami would never go outside of his house.
- Sami asla evinden dışarı çıkmazdı.
The outside of the house was very run down.
- Evin dışarısı çok köhneydi.
Tom got his learner's permit yesterday, so he's out with his father practicing driving.
- Tom dün ön ehliyetini aldı, bu yüzden araba sürmeyi pratik yapmak için babası ile birlikte dışarıda.
A person named Sato came to visit while you were out.
- Sen dışarıdayken Sato isimli biri seni ziyarete geldi.